Bisikletinizin lastiklerine ne kadar hava basacağınızı ve ideal olarak kaç PSI olması gerektiğini bilmiyor iseniz doğru yerdesiniz. 

Bu otomatik hesaplayıcı ile, size özel olarak ön ve arka teker için kaç PSI hava basmanız gerektiğini öğrenebilirsiniz.

Öncelikle PSI ölçen bir pompaya ihtiyacınız var. Petrollerdeki hava basan yerleri saymıyorum, iki de bir oraya gidemezsiniz, çünkü lastik ufakta olsa hava kaçırıyor, haftada bir ya da en geç iki haftada bir lastik hava basınçlarınızı kontrol etmeniz lazım.

O yüzden bu sporu yapıyor/yapacak iseniz kesinlikle hava basıncını gösteren bir pompa almalısınız.

Pompa işini hallettiysek, öncelikle lastiğimizin üzerinde yazan PSI değerini kontrol etmeliyiz.

Genelde şöyle bir ifade yer alır "max 8.5 bar - 125 PSI" yani sizin lastiğiniz en fazla 125PSI hava basılmasına izin veriyormuş, daha fazla hava basar iseniz, lastiğiniz özellikle yanlardan yırtılma yapabilir. (kesin yapar)

Tabi bu PSI değerine bisikletinizin ve kilonuzun da etkisi olacaktır, bu sebeple 125PSI bastım geçtim dememelisiniz.

Sizin için, tüm bunları hesaplamaya katıp, kullandığınız lastiğe göre kaç PSI hava basmanızı öneren bazı siteler var.

Bunlardan en çok beğendiğim iki site var, bu iki siteyi de sizinle de paylaşmak istedim.

Sram'ın sitesinde yer alan "Tire Pressure Guide" sayfasına

ve

SILCA'nın sitesinde yer alan "Pro Tire Pressure Calculator" sayfasına

istenen bilgileri girerek, bisikletinizin lastiklerini kaç PSI lastik basıncında kullanmanız gerektiğini öğrenebilirsiniz.

Bu iki sitede; bisiklet türünüz, sürüş yapacağınız yüzey, ağırlığınız, bisikletinizin ağırlığı, lastik türü ve genişliği, tekerlek büyüklüğü ve jant genişliğiniz gibi bir çok değeri hesaba katarak, kaç PSI lastik basıncı kullanmanız gerektiğini ön ve arka lastik için ayrı ayrı göstermekte.

Bisiklete binmek, hem fiziksel hem de zihinsel sağlığınız için birçok faydası olan harika bir egzersizdir. 

Güç, dayanıklılık ve ruh halinin iyileştirilmesi bisiklet sürmenin sağlık açısından faydalarından sadece birkaçıdır. 

Formda ve sağlıklı olmak için fiziksel olarak aktif olmanız gerekir. Düzenli fiziksel aktivite, obezite, kalp hastalığı, kanser, ruhsal hastalık, diyabet ve artrit gibi ciddi hastalıklardan korunmanıza yardımcı olabilir. Bisikletinize düzenli olarak binmek, hareketsiz bir yaşam tarzıyla ilişkili sağlık sorunları riskinizi azaltmanın en iyi yollarından biridir.

Bisiklet sürmek, küçük çocuklardan yaşlı yetişkinlere kadar her yaştan insanın keyif alabileceği sağlıklı, düşük etkili bir egzersizdir. Ayrıca eğlencelidir, ucuzdur ve çevre için iyidir.

İşe veya alışverişe bisikletle gitmek, düzenli egzersizi günlük rutininizle birleştirmenin en zaman açısından verimli yollarından biridir. Tahmini olarak bir milyar insan her gün ulaşım, eğlence ve spor için bisiklete biniyor.

Çocukken bisiklet sürerken, muhtemelen bisiklete binmenin sağlık açısından yararları hakkında fazla düşünmüyordunuz. 

Ancak bir yetişkin olarak, bisiklete binmek sizi bir yerden başka bir yere götürebilecek harika bir ulaşım aracıdır, aynı zamanda modern hayatımızdaki hareketsizlikten oluşabilecek rahatsızlıkların da önleyen harika bir hobidir.

Egzersizi ve işe gidip gelmeyi bisiklet ile sağlayabilirsiniz, en azından haftada bir kaç gün.

İster dışarıda bulutların altında, ister evinizde sabit bir bisiklette terliyor olun, günde en az 30 dakika bisiklete binmenin birçok faydası vardır.

Bisiklet sürmenin vücudunuz için yapabileceğiniz en iyi şeylerden biri olmasının nedenini öğrenmek için okumaya devam edin.

1. Ruh halini iyileştirir: Bisiklete binmek, dopamin gibi ruh halini iyileştiren hormonların salgılanmasını sağlar. Bu da, kendinizi daha mutlu ve enerjik hissetmenize yardımcı olur.
2. Kilo vermenize yardımcı olur: Bisiklete binmek, tüm vücudunuzdaki yağları yakmanıza yardımcı olan kalori yakmanın harika bir yoludur.
3. Kalp sağlığınızı iyileştirir: Bisiklete binmek, kalp kaslarınızı güçlendirir ve kalp hastalığı riskinizi azaltır.
4. Stresi ve kaygıyı azaltır: Bisiklete binmek, kortizol ve adrenalin seviyelerini dengeleyerek stresi ve kaygıyı azaltmaya yardımcı olur.
5. Yaşlanmayı geciktirir: Yoğun bisiklet egzersizi, hücresel düzeyde yaşlanma karşıtı faydalar sağlayabilir.
6. Kasları güçlendirir: Bisiklete binmek, bacak kaslarınızın yanı sıra karın, kol ve omuz kaslarınızı da çalıştırır.
7. Esnekliği artırır: Bisiklete binmek, kaslarınızı esneterek ve eklemlerinizi hareket ettirerek esnekliğinizi artırır.
8. Güveninizi artırır: Bisiklete binmek, serotonin gibi ruh halini iyileştiren hormonların salgılanmasını sağlayarak özgüveninizi artırır.
9. Eklemlere naziktir: Bisiklete binmek, eklemlerinize çok fazla yük bindirmeden kardiyovasküler egzersiz yapmanızı sağlar.
10. Beyin gücünü artırır: Bisiklete binmek, beyninizdeki beyaz maddenin bütünlüğünü artırarak bilişsel işlevlerinizi geliştirmeye yardımcı olur.
11. Kanser riskini azaltır: Düzenli bisiklet kullanımı, bazı kanser türlerine yakalanma riskinizi azaltabilir.
12. Uyku kalitenizi artırır: Bisiklete binmek, uykuya dalma sürenizi kısaltarak ve uyku kalitenizi artırarak daha iyi uyumanıza yardımcı olur.
13. Bağışıklık sisteminizi güçlendirir: Bisiklete binmek, bağışıklık sisteminizin daha iyi çalışmasını sağlayarak hastalıklara karşı direncinizi artırır.
14. Daha uzun yaşamanıza yardımcı olur: Araştırmalar, bisiklete binmenin yaşam süresini uzatabileceğini gösteriyor.
15. Dengenizi ve koordinasyonunuzu geliştirir: Bisiklete binmek, denge ve koordinasyon becerilerinizi geliştirmeye yardımcı olur.
16. Sırt ağrısını azaltır: Bisiklete binmek, bel kaslarınızı çalıştırarak ve omurganızı destekleyerek sırt ağrısını azaltmaya yardımcı olabilir.

Bisiklete binmek, her yaştan insan için uygun ve keyifli bir egzersizdir.

Sağlığınız için birçok faydası olan bisiklete binmeyi günlük rutininize eklemenizi tavsiye ederiz.

Pazar sabahının şerefine nail olmak için yataktan 07:00 de değil de 08:30 civarında kalktım, ne de olsa pazar sabahı ya uyunmalı.

Aslında Pazar sabahı da diğer sabahlardan farksız, kapitalizm ve modern köleklikle birlikte bize lütuf olarak sunulmuş Pazar günü tatilinin klişelerinden birisidir Pazar sabahı geç uyanılmalı düşüncesi.

Pazar sabahının bundan haberi bile yok :)

Bir de Cumartesi çalışan çoğunluk var.

Bir de Cumartesi / Pazar çalışıp hafta içi bir (1) gün tatil yapanlar var.

Böyle düzen olmaz olsun!

Nasıl olsa geç kalktım diyerek, acele etmeden hazırlanıp çıktım yola, Cuma günkü sürüş ve sonrasında fazla dinlenme fırsatı bulamadığım için 50-55km'lik bir sürüş yaparım diye düşünüyordum fakat hiçte öyle olmadı.

Sürdükçe iyi hissettim ve yolu uzatmaya karar verdim. Tabi yolu uzatınca içecek yetmeyecek düşüncesine girdim.

Bir de sabah sürüşlerine hiçbir şey yemeden çıktığım için, sürüş esnasında 50.km'ye kadar acıkmasam da, durduk yere birden açlık gelir mi, duvara toslarmıyım endişe ile Kahramankazan'dan bir şeyler alayım dedim.

Üç harfli marketler olmasına rağmen yerel esnaf kazansın diye Nehir Büfe'den bir şeyler alayım dedim.

Bir adet meyve suyu, bir adet soda, bir adet çikolata, bir adet küçük su aldım.

Bilin bakalım ne kadar tutmuştur?

Tam tamına ellidörtliraellkuruş! elli kuruşu da yokmuş, bir tane de sakız aldım elli kuruşa :)

Suyu ve sodayı açtığım için geri bırakıp çıkmak istemedim, olay da çıkartmak istemedim, Allah'ından bul yerel esnaf, tabi Allah'ın varsa diyerek yoluma gittim.

Bir daha yerel esnafa uğrarsam ne olayım. Üç harfli marketlere devam!

Aşağıya konum ve görselini bırakıyorum, yolunuz düşerse sakın uğramayın!

Aslında sürüşü 100km'ye tamamlamak istiyordum ama hava çok sıcak olmaya başladı, sıcağı pek sevmem, bu sebeple yolu uzatmadan eve doğru dönmeye başladım, iyi ki de öyle yapmışım, eve 3-5km kala hava 35/36 dereceyi gösteriyordu ve trafikte fazlaca artmıştı.

Bu turdan ne öğrendik;

• Trafiği az güzel bir rota keşfettik
• Yerel esnaftan uzak durmalıyız
• Sıcak havalarda daha erken yola çıkmalıyız

Rota Hakkında Kısa Bilgi

Bu rotayı ilk defa denedim, pazar günü için güzel bir rota, bir sonraki sürüşümde, aynı rotayı biraz daha uzatarak 100+km'ye çıkartmayı düşünüyorum.

Böyle güzel bir günde, tatil gününü kaçırmamak için yine sabah erkenden uyandım. Bu sefer 07.00 de değil 06.30'da uyandım, hayatı ve bisiklet sürüp sürmemeyi sorgulamadım.

Fakat akşam sonuna yaklaştığım ama bitiremediğim ve sonunu da merak ettiğim kitabı biraz okudum, baktım ki bitirmek çok vakit alacak, kitap okumayı bırakarak doğrudan eyleme geçtim ve içeceği hazırladım, üst baş giyinip hemen yola çıktım.

Yine yola çıktığımda saat 07:22'yi gösteriyordu, en azindan buçuk olmadı. Sıcak havalarda daha erken çıkmak lazım, sıcağı pek sevmem.

Geçen seferki rotayı takip ettim, aynı noktalarda trafik yoğunluğu vardı, hem de daha fazla.

Planım Bağlıcadan, Yapracık Tokilere oradan da aşağıdaki görselde işaretlediğim rotayı takip etmekti.

Fakat , Bağlıcadan > Yapracığa doğru giderken, aşağıdaki görseldeki noktada vazgeçtim.

Benim böyle aniden rota değiştirmelerim vardır, o an, o yolla ilgili veya havayla ilgili ya da tamamen içgüdüsel, hiçbir mantıklı sebep/sonuç ilişkisi aramadan kafamda planlandığım rotadan vazgeçerim. Çünkü zamanında böyle düşünüp vazgeçemediğim her sürüş bir şekilde eziyete dönüştü.

Bu seferkinde hava iyiden iyiye sıcaklığını yakıcı bir noktaya çevirmeye başladı ve beklediğimden daha fazla trafik vardı, yolu da pek beğenmedim, hem dar hem de hızlı akıyordu, o yüzden bu rotadan vazgeçerek geri döndüm

Geri döndükten sonra benim için artık klasik olan, Ayaş yolundaki kısa rotamı tamamlayıp eve geri döndüm.

Sürüş bilgilerine Stravadan bakabilirsiniz.

Bir de; ilk yol bisikletleri günlükleri yazımda bahsettiğim shorts videoyu  oluşturdum, ilk videonun günahı olmaz diyelim.

Genellikle shorts olacak şekilde farklı video konseptleri var kafamda, YouTube ya da Instagramda benzerini pek görmedim diyebilirim, zamanla daha iyi içerikler gelecektir, video içerik ürettikçe daha iyisini yapmayı öğreneceğim.

YouTube Kanalımda; kullandığım malzemeler ile ilgili videolar, bisiklet üzerine tecrübelerim ve genel olarak bisiklet üzerine konular hakkında içerikler üretmeyi planlıyorum.

Bundan uzun yıllar önce, web sitemde yol bisikleti günlükleri diye bir seri başlatmıştım.

Fazla uzun soluklu bir yazı dizisi olmamıştı ama az da olsa ilgi görmüştü, tabi o zamanlar video içerikler bu kadar yaygınlaşmamıştı.

Sonrasında hayalmeyal.org web sitemin içeriğinin konsepti değişince, ki bu değişikliğin sadece benim açımdan değil, tüm bloglar açısından nedenlerini "Blog Yazmanın Evrimsel Tarihi" yazımda bahsetmiştim, merak eden olur ise o yazıyı da okuyabilir.

Neyse, ben bu yazı serisine yeniden başlamaya karar verdim, belki bir süre sonra kısa youtube shorts tarzında videolar ile, video içerikle de desteklemeye başlarım, sonrasında daha uzun videolar ile de içerik üretebilirim.

Bugünkü bisiklet turumuza gelecek olur isek;

Gece geç yatmama rağmen erken kalkmayı seven birisi olarak, saatimi sabah 07:00'ye kurdum, alarm çaldıktan sonra her zaman yaptğım gibi direk 10dk erteledim, hiç affetmem, o 10dk lık uykunun keyfi başka oluyor, önemli olan 10x10 erteleme yapmamak :)

Alarm ikinci kez çaldığında ise uyandım ve uyandıktan sonra da, Pazar sabah saat 07:00'da kalkmanın  kararını tavana bakarak yaklaşık 10dk kadar sorguladım.

Bugün, bu saatte bisiklet sürmeliyim? diye içimde çatışmalar yaşayarak yataktan çıkıp balkona kendimi attım, şöyle bir havayı kokladım ki hava kapalıydı, gökyüzünde gri bir bulut tabakası vardı, bulutlar da nispeten alçaktaydı ki genelde alçak bulut var ise yağmur yağma olasılığı yüksek olur, havada biraz yağmur havası var acaba ne yapsam diyerek 10dk da orada bisiklet sürüp ile sürmemek arasında düşünceler ile aklımda pedal çevirirken patinaj çektim.

"Yağmur yağar mı? Yapmaz mı? işte bütün mesele bu!"

Baktım ki çok düşünüyorum, çok düşündüğümde yaşadığım kararsızlıkları aşmakta kullandığım ve her zaman işe yarayan taktiğimi uygulamaya karar verdim.

"Akşam ne karar aldıysan, onu uygula veya aklına ilk ne geldiyse onu uygula arkadaşım, harekete geç, uzun etme!" diyerek kendimi silkeledim ve doğruca mutfağa harekete geçtim.

Bu taktik hiç şaşmaz ve neredeyse hiç pişman da etmez. (yatırım tavsiyesi değildir)

Hızlıca bisiklet sürerken saf su yerine içtiğim karışımı hazırladım. 1 saatten uzun sürecek sürüşlerinizde kesinlikle sadece su içmeyin. Neden mi? Detayları linkteki yazıda.

( Bkz. Evde İzotonik Sporcu İçeceği Yapımı )

Üstümü giyinip evden çıktım, sürüşü kaydetmeye başladığımda saat 07:50'ydi. O aradaki zaman nasıl bu kadar hızlı geçti anlamadım. Halbu ki yazın giyinip çıkmak son derece kolay, kışın ise lahana gibi, kat kat giy allah giy!

Ankara'ya taşındığımdan beri çok farklı rotalar denemedim, ilk zamanlar zaten evin çevresini keşfetmekle ve genellikle bisiklet sürmemekle geçti, sonra Ayaş yolu hoşuma gitti, genellikle de o tarafa sürüyorum.

Fakat bu sabah başka bir rotaya gitmeliyim diyerek, daha önce aklımda kestirdiğim güzergaha doğru pedal çevirmeye başladım.

Hava bulutlar sayesinde kapalıydı, sabahta olsa bu mevsimde güneş fazla yakıcı oluyor, bu yönden bu sabahki sürüş keyifliydi, hava sıcaklığı da 18 derece ile başladı, rüzgar da neredeyse yoktu, tam bisiklet sürmelik hava diyerek, iyi ki bugün bisiklet sürmeye çıktım dedim. 

Bu düşüncelerin peşine de, en son aldığım ve sanırım yaklaşık 1000km kadar kullandığım lastiğimin hiç patlamadığını düşünerek, iyi tercih yapmışım yahu diyerek kendimle gurur duydum :)

Demez olaydım! 

Tam eve dönmeye başlamıştım ki, yolda bir şeyin üzerinden geçtim ve o da lastiği yandan kesti, neyse ki kesik büyük değil lastiği kullanmada sıkıntı yaratmaz ama nazarı değdirmiş olduk bir kere, umarım tekrarı yaşanmaz.

Olayın tek sevindirici yanı, az rastlanır bir durum yaşanması ve lastiğin yanaktan delinmesi, yani lastik beklenen derecede yol temas ettiği yerden delinmedi, bu da uzunca bir süre benzer bir olay yaşanmaz ise, vazifesini layığıyla görecek demektir.

Yedek iç lastiği takip bir 15dk kadar gecikmeyle turu tamamladım. 

Merak edenler için lastik Continental Ultra Sport III

Bu turdan ne öğrendik; 

• Trafiği az kısa bir antrenman rotası keşfettik
• Kendi kendimize nazar etmemeliyiz
• Daha çok bisiklet sürmeliyiz

Uzun zamandır aklımda olan ama bir türlü hayata geçiremediğim, hafta içi sabah erken turlarının ilkini bu hafta içi yapmak için kendi kendime hırs yaptım, bakalım yapabilecek miyim!

Rota Hakkında Kısa Bilgi

Rotanın Etimesgut / İstasyon Caddesinin bir kısmı hariç, diğer kalan kısmında tarif oldukça azdı, Sanayi Bulvarı ve 15 Temmuz Şehitler bulvarı haricinde ise neredeyse yok denecek kadar azdı.

Bu rotayı sevdim, hafta içi ve Cumartesi sabahı da denemek istiyorum, hafta içi Etimesgut/Bağlıca arasındaki 6500.cd. haricinde trafik olacaktır diye tahmin ediyorum.

Rota bilgisi aşağıdaki Strava kaydımda mevcut, oradan detayına bakabilirsiniz.

Bu yazımda kışın bisiklet kullanırken nelere dikkat etmeniz ve sürüş tarzınızı nasıl ayarlamanız gerektiğini ve kışın hava durumuna göre nasıl giyinmeniz gerektiğini anlatmaya çalışacağım.
Tüm bu konuları da kullanım amaçlarına göre gruplandırıp aktarmaya çalışacağım.

Kış aylarında spor ve antrenman amaçlı bisiklet kullanımı nasıl olmalı?

İlk yapmanız gereken sürüş tarzınızı değiştirmek olmalı, yaz aylarında saatlerce bisiklet sürdüğünüz gibi sürmemelisiniz. Uzun hatta neredeyse hiç mola vermeden daha kısa süreli sürüşler yapılmalıdır.

Kış aylarında spor ve antrenman amaçlı bisiklet giyimi nasıl olmalı?

1. Temel prensip ne çok giyinin ne de çok az giyinin. Çok giyinip çok terlerseniz ya da az giyinip üşürseniz hasta olmanız kaçınılmaz olur. Bunun en güzel çözümü bir kaç kat giyinip yanınıza yedek kıyafetler koyduğunuz ufak bir sırt çantası almak olacaktır, fazla gelirse çıkartıp çantaya koyabilir ya da az gelirse çantanızdan yedek kıyafeti giyebilirsiniz. Belirli bir zaman sonra hangi havada ne kadar giyinmeniz gerektiğini daha net tahmin edebileceksiniz.
2. Muhakkak kışlık ayakkabı kılıfı kullanın, ayaklarınızı üşütürseniz hasta olma ihtimaliniz neredeyse %100'dür.
3. Kaskınızın altına buff ya da kafanızı tam kapatan bir termal maske kullanın
4. Eldivenleriniz kışlık eldiven olmalı, bu noktada diğer sporların kıyafetlerinden de faydalanabilirsiniz.
5. Termal alt+üst içlik olmazsa olmazımız olmalı.
6. Rüzgar ve yağmur geçirmeyen bir rüzgarlık sizi bir çok problemden koruyacaktır.
7. Yünlü ve pamuklu kıyafetlerden uzak durun, kullandığınız giysilerin hepsinin termal özellikli olmasına dikkat edin.
8. Görünür kıyafetleri tercih edin, kışın araç sürücülerinin görüş mesafesi daha az olur ve yağmurlu, sisli puslu havalarda renksiz kıyafetler daha az dikkat çeker, can güvenliğiniz her şeyden önce gelir.

Kış aylarında ulaşım amaçlı bisiklet kullanımı ve giyimi nasıl olmalı?

• Terleme ile kaybedilen sıvıları hızla geri kazanımını sağlar.
• Karbonhidrat takviyesi olmadan sıvı gerektiren sporcular, örneğin jimnastikçiler için uygundur.

Bisiklet sürmeye sanırım 5-6 yaşlarımda başladım, tam olarak hatırlayamıyorum, bir bakıma kendimi bildim bileli bisiklet sürüyorum ve hayatımın büyük bir bölümünü de gerçekten de bisiklet sürerek geçirdim. Adeta hakkını verdim diyebilirim.

Bisiklet sürerken; çocukluğumdan itibaren hep daha fazla mesafe kat etme, yeni yollar keşfetme arzusu duyuyordum. Bilinmeyene doğru heyecanlı ve gergin yolculuk, şimdi de aynı aslında, sadece ölçek değişti ve bilinmeyenler azaldı. Bu yüzden heyecanlı ve gergin yolculuk sayısı da giderek azalıyor.

Bisiklet sporunun tek bir kuralı vardır, her anlamda ilerlemek.

İlerideki taş, taşın ilerisindeki direk, sokağın başı, mahallenin en uzak binası, mahalleden çıkmak, iki mahalle öteye kadar gitmek vs... şimdilerde önce km'leri hedef olarak belirlemiştim, 10km,25km, 50km, 100km, 200km vs... sonra km hesabı da başka bir noktaya evirildi, yakın köyler, ilçeler, şehirler, şeklinde revize etti yeni hedefler kendisini.

Sonra mesafeye göre ortalama hız gibi performans odaklı hedefler geldi, strava ile segment savaşlarına ister istemez ortak olduk. En berbat hedef de stravada segment kapmak, eğer bu kafada iseniz, tez zamanda bundan kurtulmaya bakın derim.

Peki saymayı ya da hedef koymayı ne zaman bıraktım, bunu gerçekten hatırlamıyorum.

Artık sadece bisikletin üzerine çıkıp pedal çevirmek benim için tatmin edici olmaya başladığını fark etmeye başladığımda, bisikletten en çok zevk almaya başladığım andı diyebilirim, sonrasında bu eğri hep yukarı doğru gitti, henüz marjinal faydaya erişemedim diyebilirim.

Hayal meyal hatırlıyorum, bir yaz akşamında hava kararmak üzereydi, pedalları çevirdikçe karşıdan esen hafif serin rüzgar yüzüme vuruyor, güzel bir serinlik hissiyatı ve km saatsiz çıktığım turumun dönüşünde yolda kendimle mücadelemi kazanmanın gururuyla birlikte yüzümde bir tebessüm hissettim, işte o turun, o anında bisikletten daha önceki sürüşlerimde hissetmediğim o hissiyatla birlikte bisiklet sürmekten en fazla keyif anladığım andı diyebilirim.

İnsanların arabalarıyla giderken şöyle bir durup düşündükleri mesafeleri bisikletle alıyor olmak, hatta ondan daha fazlası... bu ne zaman oldu ve neden bisikletimle birlikte bu noktaya geldim net bir şekilde ifade edemiyorum.

Artık 100km den az mesafeler benim için kısa bir yolculuk, belki antrenman belki de sporsuz kalmama mesafesine dönüştü.

Büyük bir yolculuk kaç km'dir?

Bisiklet ile kat edilen uzun yolculuklar farklı insanlar için farklı anlamlar ifade eder.

Bazı bisikletçiler için 100km sadece ısınma mesafesi, 200km kısa bir kaçamak, 400km anca bir şeylerin ifade etmeye başladığı nokta, 600km artık acı vermeye başlayan bir yolculuktur.

Peki sizin için büyük bir yolculuk hangi km'leri ifade ediyor.

Bu sizin için şimdilik 10km olabilir, sürmeye devam ettikçe bu km'lerin arttığını göreceksiniz, ta ki bir noktaya kadar, o noktadan fazlasını gerçekleştirebilmek için gerçekten acı çekmeniz gerekecek, acı eşiğinizin barajını yıktığınızda sizde artık bu yolun yolcususunuz demektir.

Yorgunluk başladığında, insan kendisiyle ve düşünceleriyle de mücadele etmeye başlar, kişiden kişiye farklılık gösteren bu mücadelede, benim aklıma hep şu soru gelir.

Ben burada ne yapıyorum?

Gerçekten evden bu kadar uzakta, ya da saatlerdir bisikletin üzerinde ne yapıyorum?

Başka bir soru, başka bir düşünce pek gelmiyor aklıma, bu düşüncelerle birlikte dursam belki de bir daha dönmeyecek pedallar, pes etme noktası diyebiliriz bu durum için.

O an kendimle en büyük mücadelem başlıyor, bir çok kişi ki bunlara bisiklet sürenler de dahil bilmez bu detayı; bisiklet sizi mental olarak fazlasıyla güçlendirir, eğer kendi kendinize mental olarak güçsüz olduğunuzu düşünüyorsanız ve bunu nasıl aşacağınızı bilemiyor iseniz, bisikletle sınırlarınızı zorlayın ve bunu gurup sürüşü ile değil tek başınıza gerçekleştirin. Mental olarak güçlendiğinizi hissedeceksiniz. Gurup sürüşü ile yapmayın çünkü orada sizi destekleyen birileri olacaktır, bunu tek başınıza başarmanız gerekir.

Bazen arabayla seyahat ederken, şehirler arası yollarda benim gibi tek başına bisiklet sürenleri görüyorum, işte gerçek bir güç diye düşünüyorum, temposunu almış ve bisikletiyle bir bütün haline gelmiş, yolları ezerek ilerliyor. Çoğu zaman durmak sohbet etmek istiyorum ama kendimden biliyorum, sürüş sırasında iyi niyetle bile olsa bu gibi durumlar temponuzu bozar, terinizin soğumasına neden olur ve vücudunuz düşer, hatta sizi korkutabilir de, bu sebeple sadece korna çalarak geçiyorum. Tek başına sürüş yapan ve mola veren bir bisikletçi görsem uzun uzun sohbet etmek isterim kendisiyle.

Büyük bir yolculuk kaç saattir?

Sizin için uzun bir yolculuk kaç saat sürmelidir?

Düşününce 4 saat uzun bir yolculuk olabilir, insanlar bunun iki katını iş yerlerinde tam bir mesai olarak geçiriyorlar, gerçi devlet dairesinde değilseniz Türkiye'de özel sektörde 8 saat mesai sağlayan çok az şirket mevcut, genelde 10 saatinizi gözden çıkarmanız gerekir.

Neyse bu noktada konumuza dönmek daha iyi olacak; 6-7 saat yetişkin bir kişinin günlük uyku ihtiyacını karşıladığını düşünür isek 4 saatlik bir yolculuğu uzun sayabiliriz.

Benim en uzun yolculuğum ufak molalar dahil 10 saatten fazlaydı sanırım, o zamanlar telefonda kullanılan gps'li uygulamalar ya da gps'li ve buluta kaydedilen yol bilgisayarları çok yaygın değildi ve erişmek zordu. Kablolu bir km saatim vardı ve kaç saat sürdüğümün kayıtları olmadığı için net olarak da hatırlayamıyorum. Bir temmuz günü kamplı tur için, hava aydınlanırken Eskişehir'den yola çıkıp , akşam 6 gibi İznik'e vardığımı hatırlıyorum 10-12 saat civarı sürmüştür.

Korona dönemini saymaz isek, ortalama sürüşlerim 4-5 saat arası sürmekte. Maalesef korona dönemiyle birlikte oldukça az sürüş gerçekleştirebildim, bu dönemde de 2 defa pozitif olunca, normal hayata geri dönmek tekrar spora başlamak ve eski performansa erişmek oldukça uzun sürüyor benim tarafımda. Yeni yeni tekrar sürmeye başladım ve bu yazıyı da aslında eski uzun sürüşlere duyulan özlemin dışarı vurumu olarak değerlendirebilirsiniz.

Şunu bilmelisiniz ki bisiklette zaman farklı işler, bu yolculuk zamanda yolculuktur, Albert Einsten'ın göreceli zaman kavramının işlediğini test edebileceğiniz ve doğruluğunu kendinize ispatlayabileceğiniz yegane durumlardan bir tanesidir.

Yeni sürmeye başladığınızda, vücudunuz enerji doluyken ve yanaklarınıza vuran rüzgar sizi engellemek yerine serinletiyor iken zaman hızlı akar ve ne kadar hızlı geçtiğini bile fark etmezsiniz.

Yorulmaya mı başladın, kötü mü hissediyorsun, pedal çevirirken artık bacaklarının güçsüzleşmeye başladığını mı hissediyorsun! Hazırlan her saati, her dakikayı, her saniyeyi hissedeceksin. Saniyeler dakikalara, dakikalar saatlere dönmüş gibi...

Yine de bu durum haftaya daha fazlasını denemenize engel olmayacak, evde hiçbir şey yapmadan yaşlanmaktan daha iyidir.

Sanırım uzun bir yolculuğu tanımlamak için, ne km hesaplamak, ne de saat söylemek pek doğru olmayacak, her ikisi de kişiden kişiye değişebilir fakat şunu net olarak söyleyebiliriz; büyük bir yolculuk yorgunluğun başladığı herhangi bir yolculuktur.

Her şey düşüncede başlar

Büyük yolculuk fikri nereden gelir?

Bunun kesin bir yanıtı yok sanırım. Aslında bu bir arzu değil ihtiyaçtır diyebiliriz. Yolculuk sırasında duyularımızdan uzaklaşırız ve benliğimiz ile baş başa kalırız.

Bu mücadele km'lerle ya da bisiklet üzerinde geçirilen saatlerle ilgili değildir, bu mücadele kişinin kendi benliğiyle mücadelesidir. Kişisel sınırlarımızı aşarken, güçlü olduğumuzu kendimize ispatlamanın yolculuğudur.

Bu bizim meditasyonumuzdur, ruhumuzun, fiziksel varlığımızın üzerinde yol aldığı, fiziksel sınırlarımızın aslında kolaylıkla aşılabildiği fakat benliğimizin sınırlarını aşmanın ne kadar zor olduğunu keşfettiğimiz ve bunu aşmak için mücadele ettiğimiz yolculuğumuzdur.

Bütün hafta, hatta bu haftalardan önceki bir çok haftalarda bu yolculuğa hazırlanırız, antrenmanlar yaparız, sınırlarımızı adım adım arttırırız, büyük yolculuğa kendimizi hazırlarız, giyim, yemek, yaşam tarzı, diğer keyif veren şeylerden kendimizi uzak tutarız, büyük bir kontrol, öz disiplin ve kararlılık, işte bizi hazırlayan unsurlardan bazıları.

Her ne olursa olsun, bu yolculuğun sonunda o selenin üstüne acı çekiyor olacaksınız.

Ayakkabılarınızı kilitli pedallara geçirdiğinizde, sadece ayakkabılarınızı kilitlemezsiniz, kendi kendinize verdiğiniz hedef için bir anlaşmaya kilitlenirsiniz. 

O an siz artık farklı bir kişisiniz.

Büyük Yolculuğa Doğru Pedallamak

Başlangıç

Mevsim ne olursa olsun gün ışığı bisikletçiler için değerli bir metadır.

Şehir hayatının alışkanlıklarıyla birlikte, dört duvar arasında günümüzü planlarken saate bakarız, hatta önemli bir işiniz yok ise hava kararana kadar saatle de pek bir işimiz olmaz, belki karardıktan sonra da.

Bisiklet üzerinde ise tüm planlamanızı güneşe göre yaparsınız.

Güneşin doğuşunu izlemek her zaman özeldir ve çoğu insan için nadir görünen bir manzaradır.

Pedallarınızı çevirirken ve henüz bacaklarınız yeni yeni ısınırken güneşin doğuşunu seyretmek eşsiz bir deneyimdir.

Bu hem vücut saatinizin, hem dünya saatinin, hem de uzay zamanın aynı anda senkronize bir şekilde ilerlemesini, çok az kişinin hissedeceği ve özümseyeceği ender bir andır.

Siz, Dünya, Güneş ve Uzay. Tüm bu uçsuz bucaksız alemleri düşündüğünüzde "siz" diğerlerinin yanında önemsiz hissedeceğiniz bir karşılaştırmada iken, bu yolculukta tam tersi geçerlidir, şu an hayatın anlamını hissettiğiniz kadar, diğer hiçbir zaman hissetmemiş olabilirsiniz.

Gün doğmaya başladığında doğada hayatın da canlanmaya başladığını hissedersiniz.

Çimenlerin üzerindeki çiğ damlaları, hafif sisli hava, kuşların cıvıltısı ve koşuşturması, sokak hayvanlarının uyanışları, belki bir kaçının sizi kovalaması :)

Genelde karmaşanın olduğu sokaklar bomboş, yollar sizin, sadece size ait, doğa ise gerçek sahiplerinin!

Bisiklet üzerinde iken ilk saatler kolaydır, manzaran eşsizdir, pedallar rahat döner, enerji hiç bitmeyecek gibidir, yolları hızla geçersin, rampaları yüksek tempo ile çıkarsın, adeta bir profesyonel gibisin, önündeki yol sana engel değildir, senin bir parçandır adeta.

Yine de fazla gaza gelmeyin, yol bilgisayarınız varsa nabzınızı ve kadansınızı kontrol altında tutmak iyidir. Uzun yolculukların sırrı nabız ve kadanstır.

Güneş tepende yükselmeye başladıkça günlük hayatın dertleri zihninden giderek kaybolmaya başlar, iş yeri, ev, faturalar vb... şu an hayat senin için daha basittir; birinci öncelik sürekli pedalla, ikinci olarak susamadan su iç ve son olarak acıkmadan yemek ye. Söylemek basit fakat bir fatura ödemekten belki daha zor. Faturayı otomatik talimatla da ödersin ama pedalları senin yerine çevirecek kimse yok.

Fakat sen özgürsün, hiçbir yere ait değilsin, hiçbir yere varma kaygın yok, şu an önemli olan senin için yolda olmak ve ilerlemek, rüzgar nereden eserse essin sen gerçek bir güçsün!

Yarı zaman

Öğlen saatleri yaklaştığında, başlangıç noktanızdan yeterince uzaklaşmışsınızdır demektir.

Bacaklarınızın pedallara ilk saatlerdeki kadar güçlü basmadığını fark etmeye başlamış, eğer yaz aylarında iseniz tepenizdeki güneş sizi kavurmaya, fazladan terleterek sizi daha fazla yormaya çabalıyordur. Doğarken size hissettirdiği muhteşem duygudan adeta azap verici bir metaya dönüşmüştür.

Kış aylarında ise, kaç tanemiz kış aylarında büyük yolculuğa çıkıyor ki...

Açlık ve susuzluk size sinyaller göndermeye başladı, cebindeki jel, çantandaki muz ya da cevizli sucuk artık açlığını yatıştırmıyor ise bol kalorili bir yemek vakti gelmiştir.

Bu öyle bir açlık ki, değil şimdi, önümüzdeki üç gün tamamen tatmin olamayacağın ve doyuramayacağın bir açlık olacak.

Bu noktada eğer sağlam bir planınız yok ise geri dönmek ve ilerlemek arasında gel-git yaşıyor olursunuz.

Otobüse binip geri mi dönsem?

Daha ne kadar ilerleyebilirim?

Tam olarak ne zaman bırakmalıyım? Şimdi mi bırakmalıyım!

Ağrılar, ağrılar, ağrılar... Ben buradayım demeye başladı.

Sürünmek

İnişler, çıkışlar, düz yol, rüzgar karşıdan, yandan, arkandan, çok fark etmemeye başladı mı?

Yorgunluk, açlık, susuzluk. Sanki hiç geçmeyecekler gibi.

Kendi kendine konuşmaya başladığında, ben burada ne yapıyorum, neden buradayım diye sorarsın. Şu an evde, koltuğa uzanmış, sevgilinle/eşinle güzel bir film izlediğini hayal edebilirsin, ya da pc başında en sevdiğin oyunu oynadığını.

Tüm bu eziyet ruhunu beslemek içindi, sen güçlüsün, sen özelsin, sen kendini geliştiriyorsun. Bu ödemen gereken bir bedel.

Kendinle konuşmalısın fakat bu sorgulayıcı değil cesaret verici olmalıdır. Şu an senden daha fazla övgüyü hak eden yok.

Kaç saat geçti ya da kaç km? ne fark eder? Bacaklarına kramp girmiyor ise hala gidebilirsin demektir.

Hava karardıktan sonra, doğa sessizliğe büründü, kuşlar cıvıldamıyor artık, görüşün bisikletindeki aydınlatma ile sınırlı, yorgunluk seni ele geçirmeye başladı, vedalaşma zamanı geliyor demektir.

Şu an güvenlik her şeyden önemli geliyor, ne zaman bırakacağına sen karar vermelisin.

Bu yolculuğa çıkarken her şeyden uzaklaşmak istedin, şimdi kendinden de uzaklaşmanın zamanı geldi.

Ya sen? 

Büyük yolculukların hangileri? 

Sen neler yaşadın ve onları unutamıyorsun değil mi?

İnsanın kendisini fethetmesi, zaferlerin en büyüğüdür "Eflatun"

Bisikletin her parçası önemlidir, bu sebeple her parçasıyla ilgili bakım işlemlerinin belirli periyotlarda gerçekleştirilmesi gerekir. Aksi taktirde parça ömürleriniz azaltır hatta beklenmedik sürprizler nedeniyle ücra bir noktada yolda kalabilirsiniz.

Belirli bakımları periyodik olarak yapmak gerekir; fren ve vites kablolarının içlerini ve bağlantı noktalarını senede bir gres yağı ile yağlamak gerekir. Belirli periyotlarda (yaptığınız km'ye veya yıla göre) jant göbeklerini söküp, temizlemek, bilyeli ise gres yağını yenilemek, rulmanlı ise rulmanlarını değiştirmek vb… hareket halinde olan parçaları temizlemek, yağlamak hatta gerekiyor ise değiştirmek gerekir.

Bu yazıdaki konumuz, sanırım en sık bakım gerektiren çekiş sistemi ve çekiş sisteminin en önemli parçası olan zincir hakkında olacak.

Zincir ve aktarma organları, genellikle bisikletinizin en kirli parçalarıdır ve bu kir, bisikletin aktarma organlarının ömrü ve performansı için kötü bir durumdur, bu temizlik ve bakım yapılmadığında şu durumlar ile karşılaşılır;

• Zinciriniz ve dişlileriniz, olması gerekenden daha erken aşınır
• Zincirinizin bağlantı noktalarının esnekliği azalır, daha gürültülü çalışır ve vites geçişleri kararsızlaşır
• Zinciriniz çapraz kullanım yapmasanız bile kopabilir
• Arka vites değiştiricinin parçaları erken aşınır ve daha erken bozulmasına neden olur
• Tutarsız vites değiştirme performansı yaşanır

Bu yazıda zincir hakkında iki temel konuyu ve yine çekiş sistemiyle alakalı olan diğer bir konuyu ele alacağız, bu konular;

1. Bisiklet Zincir Bakımı Nasıl Yapılır?
2. Bisiklet Zinciri Neden Kopar?
3. Kadro Kulağı Neden Kopar / Yamulur?

Bisiklet Zincir Bakımı Nasıl Yapılır?

Öncelikle bisikletinizin zincirinin ve dişlilerinin ne zaman temizlenmesi gerektiğini biliyor olmalısınız. Kimi sürücü bunu gözle ve elle kontrol eder, kimi bisikletçi belirli km’lerde periyodik olarak temizler, kimi bisikletçi ise, her uzun sürüş dönüşü ya da sürüşe çıkmadan önce bu temizliği yapar.

Son seçenek oldukça zahmetli görünüyor. Yine de apartman dairesinde değil de bahçeli bir evde oturuyor olsaydım, muhtemelen son seçeneği uyguluyor olurdum.

Mevcut durumda her uzun tur dönüşü en azından ıslak mendil ile zinciri şöyle bir gelişi güzel temizliyorum. Sonrasında elle kontrol ederek, ne kadar yağ kaldığını ve bu yağın yağlama özelliğini yitirip yitirmediğini kontrol ediyor, gerekirse biraz yağlayarak sürüşümü tamamlıyorum. Bu yöntemi en fazla bir sefer yapıyorum, bu da genelde temizlemeyi unuttuğumda ve planlı bir sürüşten önce zincirin yağsız olduğunu fark ettiğimde. 

Zincir yağınızın yetersiz olduğunu anlamanın en kolay yöntemlerinden birisi elle kontrol etmektir. Zincirinizi  başparmak ve işaret parmağınızla kavrayıp biraz elinizi gezdirdikten sonra, iki parmağınızı birbirine sürterek kontrol edebilirsiniz. Eğer parmaklarınız yağdan dolayı kaygan değil de daha çok yapış yapış bir hissiyat veriyor ise, zincirinizi sağlamca temizleyip sonrasında yağlamanız gerekir.

Bisiklet Zincirini Sökmeden Temizleme

Çoğu zaman zinciri bisikletten sökmeden temizleriz, hem daha zahmetsizdir hem de bazı zincirlerde kolay söküp takma aparatı bulunmaz, bu tür zincirleri devamlı söküp takmak iyi değildir, hataya açıktır ve olmadık yerde zinciriniz söküp taktığınız bağlantı noktasından kopabilir.

Ben genelde bu yöntemi kullanıyorum, nadiren de olsa tamamen söküp temizlediğim de oluyor.

• Öncelikle bisikletin jantını sökün, özellikle disk frenli bir bisikletiniz yok ise yağ bulaşan fren yüzeyini temizlemek çok zahmetli oluyor, bu sebeple zinciri temizlerken arka tekeri çıkartıyorum.
• Öncelikle ıslak mendiller zincirin üzerindeki tozu ve birikmiş tortuyu temizliyorum.
• Sonrasında zincirin üzerine WD-40 gibi bir pas sökücü ve yağlayıcı sıkıyorum
• Eski bir diş fırçası ile tüm zinciri, ayna kolu ve arka aktarıcının dişli noktalarını fırçalıyorum. (Arka aktarıcının yaylı kısmına müdahale etmeyin)
• Sonrasında imkanım var ise köpüklü su (bulaşık deterjanı ile köpürtülmüş, yağları iyi arındırıyor) temizleyim su ile duruluyorum. Bu imkanım yok ise, önce ıslak mendil sonrasında da bir bezle iyice temizliyorum.
• Üzerindeki suyun iyice kurumasını bekliyorum
• Sonrasında da zinciri yağlıyorum. ( Her baklaya 1 damla)

Bu yöntemi uygularken zinciriniz bisikletinizin üzerinde olacağı için ekstra uğraştırıcı olabiliyor. Arka tekerinizi de söktüğünüz bisikletinizi havada tutacak bir yönteme ihtiyacınız var. 

Zinciri Söküp Temizlemek

Özellikle dağ bisikleti kullanıyor ve bol bol araziye giriyor iseniz bu yöntemi kullanmanız gerekir, bu sebeple zincirinize "Quick Link" takmanızı öneririm. Bu temizlik yöntemini uygulayabilmeniz açısından oldukça önemli ve işinizi kolaylaştıran bir aparat.

• Bisiklet zincirinizi söküp bir kaba alın
• Üzerine wd-40 veya mazot  dökerek eski bir diş fırçası ile fırçalayın
• Köpüklü su ile temizleyin ve su ile temizleyin
• Zincirinizi bisikletinize geri takın
• Zincirinizi yağlayın.

Bisiklet Zinciri Neden Kopar

Bisiklet zinciri, bisikletimizin en hareketli parçalarından ve en çok dış etkene maruz kalan parçalarından biridir. Bu açıdan en çok kirlenen ve bakıma da ihtiyaç duyan parçasıdır. Buna rağmen ne yaparsanız yapın belirli bir ömre sahiptir.

Zincirimizin ömrünü arttıran ve azaltan bazı unsurlar bulunmakta.

• Düzenli temizlik ve kaliteli yağ kullanmadığınızda, aşınmalar artacağı için zincirinizin ömrü azalır.
• Çapraz vites kullanımına dikkat etmediğinizde bağlantı noktaları fazla zorlandığı için erken aşınır hatta daha aşınmadan da kopmalara neden olur
• Quick Link kullanmadan sürekli zinciri söküp temizleyip geri takmak. Bazen gevşek bazen de sıkı bağlantı noktalarının oluşmasına neden olur ve o noktalar daha zayıf olduğu için daha çabuk kopmasına neden olur.
• Belirli bir km'den sonra zincir bağlantı noktaları aşınarak zincirinizin uzamasına neden olur. Bu da vites atlamasına ve bağlantı noktalarının kopmasına kadar bir dizi probleme neden olur.

Bu sebeplerden dolayı bisikletinizin zinciri kullanım ömrünü tamamlar ve sık sık kopmaya başlar. Zincirinin sürekli kopuyor ise  değiştirme zamanınız gelmiş hatta geç bile kalmışınız demektir.

Zincirinizin uzama oranını ölçerek değiştirme zamanını tespit edebilirsiniz. Zamanında değiştirilmeyen zincir, arka dişilinizin, ayna kolunuzun ve arka aktarcınızın üzerinde bulunan dişlilere zarar verir, zincirden tasarruf ederken tüm dişlilerinizin ömrünü azaltırsınız. bu açıdan zincirinize hem iyi bakmalı hem de zamanı geldiğinde değiştirmelisiniz.

Kadro Kulağı Neden Kopar / Yamulur

Kadro kulağının kopması ya da yamulması nadiren de olsa her bisikletçinin başına gelebilir. hatta bunu yaşamış bile olabilirsiniz.

Kesin olmamakla birlikte kadro kulağının zarar görmesi bazı nedenlerden dolayı oluşur.

• En önemli nedenlerin başında dışarıdan gelen bir darbe ile yamulabilir. Özellikle araziden sert koşullarda darbe gören arka aktarıcı, kadro kulağının yamulmasına neden olabilir. Sizin fark edemeyeceğiniz bir oranda olsa da zaman içerisinde yüke maruz kaldıkça bu yamulma artar ve bir gün ya tamamen kırılır ya da yamularak arka aktarıcınızın jant tellerine takılmasına neden olur, bu da hem kaza yapmanıza hem de bir sürü masrafa sebep olur.
• Yanlış arka vites ayarı. hatalı ayarlanan arka vites ayarında, arka aktarıcınızın en alt noktası jant tellerinize çok yakın konumda olduğunda ve bir sebepten dolayı vites ayarınız bozulduğunda, arka aktarıcınızın jant tellerine takılmasına neden olarak, kadro kulağınızın zarar görmesine neden olur. 
• Çapraz vites kullanımı yapmamak. Çapraz vites kullanımında arka aktarıcı fazla zorlanır. Üreticiler kadroya zarar gelmemesi açısından, kadro kulağının dayanıklılığını kadrodan daha zayıf yaparlar. Bu gibi durumlarda da zorlanan arka aktarıcı kadroya zarar vermesin diye kadro kulağı yamulur veya kırılır.

İPUCU: Kadro kulağınız olmadık bir yerde kırılır ise, eve kadar dönebilmek için, zincir sökme aparatı ile zincirinizi çıkartın, sonrasında arka aktarıcınızı da bisiklet üzerinden söküp, zincirinizi kısaltarak arka aktarıcısı olmadan kullanabileceğiniz bir oranda takarak kullanabilirsiniz. Bir nevi single-speed bisiklete dönüştürmüş olacaksınız. En azından evinize dönebilirsiniz. Bu açıdan her zaman yanınızda zincir sökme-takma aparatı bulundurun.

Yazının bir kaç noktasında bahsettiğim "Çapraz vites kullanımı nedir ve doğru vites kullanımı nasıl olmalıdır" yazısına bakabilirsiniz.

Son olarak özetlemek gerekir ise; zincirimizi ve aktarma organlarını temiz tutmamız, eskiyen zincirimizi zamanında değiştirmemiz ve doğru vites kullanımına dikkat etmemiz gerekir. Tüm bunları uyguladığımızda maksimum verim ile bisikletimizin ve vites çekiş sistemimizin kullanım ömrünü arttırabiliriz.

Sevgili pedalşör, bu yazıya geldin ve okumaya başladıysan, demek ki daha fazla bisiklet sürmek istiyorsun!

Bu yazıyı yazmamın sebebi, daha fazla bisiklet sürmek istemem ve buna engel olan durumları düşünmem üzerine oldu. baktım ki bazen ya motivasyon bulamıyorum, bazen zaman bazen de ipe sapa gelmeyecek bahaneler üretiyorum kendime. Bunun üzerine bunları listeleyip, sorunu nasıl çözerim ve daha fazla bisiklet nasıl sürerimin cevabını aradım. Güzel de sonuçlar çıkınca, blog yazısı olarak paylaşayım da, benzer durumdaki bisikletçilere de bir çözüm olsun istedim.

İş, Aile, Sosyal Sorumluluklar ve başka nedenlerden dolayı bisiklete binmek ve sürüşler yapmak, sizin için her geçen gün daha zor gelmeye başlamış olabilir.

Strava kayıtlarınız giderek azalmış ve önceki yıllara göre yaptığınız km'ler aşağıya doğru düşüyor olabilir ve bu sizin motivasyonunuzu iyice düşürüyor olabilir.

Şimdi sizlere bir kaç ana başlık altında, nasıl daha fazla bisiklet sürebilirsiniz ve eski km canavarı günlerinize adım adım dönebilirsiniz, bunları anlatmaya çalışacağım.

Daha fazla bisiklet sürmek için yapılacaklar

• Bisikletini Her Zaman Hazır Tut
• Bahanelerden Kurtul ve Eyleme Geç
• 1 Saatlik veya Daha Kısa Sürüşler Yap
• İşe Bisiklet ile Git
• Ayak İşlerini Bisiklet ile Hallet
• Bisiklet Kıyafetleri Olmadan Sürüş Yap
• Tüm Hava Koşullarına Kendini Hazırla
• Bir Arkadaş ile Yolculuk Planla
• Etkinliklere Katıl
• Kendi Etkinliğini Oluştur

Bisikletini Her Zaman Hazır Tut

Başlangıç olarak en temel noktadan başlamalısın. Her zaman bisikletin hazır olmalı. Lastiklerin havası tam olmalı, mataraların temiz olmalı, eğer kışın sürecek isen ve mümkün ise çamurlukların takılı olmalı vb... buradaki en temel husus, bisiklet sürmek istediğinde hemen selenin üzerine atlayarak pedalını döndürmeye başlayabilir olmalısın.

Vaktin kısıtlı olabilir, bir kaç saat sonra yağmur bekleniyor olabilir, bir yere yetişmen gerekiyor olabilir. Bunlar ve benzeri sebeplerden dolayı, bisiklet sürmek istediğinde vakit kaybetmeden hemen eyleme geçebiliyor olmalısın.

Bahanelerden Kurtul ve Eyleme Geç

En son ne zaman bisiklet sürmek isteyipte kendine bahaneler üreterek bundan vazgeçtin?

Hava mı kötüydü? Vaktin mi kısıtlıydı? Anlamsız bir korku mu? şu an en iyi bahanelerini bir liste olarak hazırla ve bunlar için önlemler al.

Hava mı soğuk; o zaman buna göre kıyafetlerini tamamla.

Örneğin sadece yol bisikleti olunca kışın bunu sürmek zahmetli olabiliyor, bir tane de dağ bisikleti edinebilirsin ve kışın orman yollarında eğlenceli ve kısa sürüşler yapabilirsin.

Ya da bir tane trainer/roller alarak kapalı alanda zwift ile sürüşler yaparak performansını yükseltebilirsin.

1 Saatlik veya Daha Kısa Sürüşler Yap

Bana göre bu yazıdaki en önemli başlık bu diyebilirim. 

Çoğu zaman bisiklet sürmeden önce, oldukça zaman alan bir hazırlık süreci oluyor. mevsime göre kıyafetler, bisiklet ayakkabısı, mataraların uzun sürüş için izotonik içecek ile hazırlanması, yiyecek bir şeyler hazırlama, yedek ekipman vb... hepimiz biliyoruz ki bu hazırlık ortalama en az 30dk sürüyor, bazen bir saat bile sürdüğü olabilir (örneğin soğuk havalarda)

Bu durum da bizim bisiklet sürmemize engel olabilir,; en basitinde vaktimiz kısıtlı olabilir veya tüm bunları yapmaya o an üşenebiliriz.

Bu sebeple her zaman kendimizi 1 saat altı sürüşlere hazır tutmalıyız ve bunu sık sık yapmalıyız. Yukarıdaki iki başlıkta buna hazırlık gibiydi aslında.

1 saat altı sürüşlerde, tüm bu yoğun hazırlık sürecini pas geçebilirsiniz. Bisiklet kıyafetleri olmadan da bu sürüşü yapabilirsiniz. Ayrıca uzun sürüşler için motivasyonunuzu ve kondisyonunuzu kaybetmiş olabilirsiniz, uzun sürüşler zaman problemi yaratıyor olabilir. 

1 saat altı sürüşlerde tüm bunlardan muafsınız. Markete alışverişe bile gittiğimizde, gidiş, alışveriş ve dönüş süreniz kadar bir sürede bisiklet sürerek, motivasyonunuzu ve kondisyonunuzu yükseltebilirsiniz.

Önerilen yazı: Güvenli Bisiklet Sürmenin Püf Noktaları

İşe Bisiklet ile Git

Burada hayal satmayacağım. Bir çoğumuzun işi / iş yeri bisiklet ile gitmek için uygun değil. Organizede sanayide çalışıyorsanız ya da ev ile iş yerinizin arası çok uzak ise, trafik uygun değil ise işe bisikletle gitmek hayal!

Fakat işe bu koşullar yok ise ve bu eylemi gerçekleştirmeniz daha kolay ise, kendinizi biraz zorlayarak en azından haftanın belirli günleri işe bisikletle gidebilirsiniz.

Hem egzersiz yapmış olur ve sağlıklı olursunuz, hem de işinizde daha zinde, daha uyanık, daha motive ve daha az hastalıklı geçirirsiniz.

Geçtiğimiz yıl belirli bir süre işe bisikletle gidip geldim ve 3-4 ay gibi bir sürede 1000km den fazla km yaptım, sonrasında evden çalışmaya geçince rafa kaldırdım, fakat bu sene mesai saatinden sonra, yaz döneminde de mesai saatinden önce 1 saatlik sürüşler yapmayı hedefledim.

Önerilen yazı: İşe Bisikletle Gitmek - Ulaşım Aracı Olarak Bisiklet Kullanmak

Ayak İşlerini Bisiklet ile Hallet

Herhangi bir nedenle bisikletle işe gidip gelmek söz konusu değilse, bisikletinizi tüm hafta boyunca rafa kaldırmak zorunda değilsiniz.

Hafta içi hem 1 saat altı kısa sürüşler yapabilirsiniz, market alışverişine gidebilir, fatura ödemeye veya başka bir sebeple evinize yakın çevrede halledeceğiniz işler için bisikletinizi kullanabilirsiniz. Park yeri arama derdi yok, trafiğe takılma derdi yok, alışveriş torbalarıyla toplu taşımada yuvarlanmaya son. Bisiklet işini görür.

Bisiklet Kıyafetleri Olmadan Sürüş Yap

Bisiklete binmeyle ilgili yaygın bir yanılgı da, bir sporcu olmanız veya bisiklete binmek için özel kıyafetlere ihtiyacınız olduğudur.

Bisikletinize normal, günlük kıyafetlerinizle binmek, kendinize bisiklet sürmenin normal, günlük bir aktivite olduğunu hatırlatmanın harika bir yoludur.

Güneşli bir günde parka gidiyorsanız, izotonik sporcu içeceklerinizi yanınıza almanıza, klipsli ayakkabılar almanıza veya bisiklet kıyafetleri giymenize gerek yok.

Normal kıyafetlerle bisiklete binmek de işleri ağırdan almak için iyi bir hatırlatmadır. Hayat bir yarış değildir, hız göstergenizi açıp mahallede Tour of Trukiye'ye gitmenize gerek yok.

Yavaşladığınızda ve manzaranın tadını çıkardığınızda, bisiklete binmeye yepyeni bir şekilde aşık olacaksınız ve kısa sürede sadece her gün yapmaya çalıştığınız bir şey değil, her gün yapmanız gereken bir şey haline gelecek.

Tüm Hava Koşullarına Kendini Hazırla

Nadiren bisiklete binenlerden neden daha sık bisiklet sürmediklerine dair duyduğumuz en yaygın mazeretlerden biri hava durumudur. "Bütün yıl işe gidip gelmek isterdim ama hava çok yağmurlu/karlı/sıcak/rüzgarlı." Elbette, seleye atlamak istemeyen herkesin affedileceği günler vardır. Şiddetli sağanak yağışlar, kar fırtınaları, sıcak hava dalgaları, kasırgalar - her zaman bisikleti evde bırakmanın veya sadece evde kalmanın mantıklı olduğu günler olacaktır.

Ancak yılın çoğu gününde bisiklete binebilirsiniz. Kendimizi evlerimize, arabalarımıza ve ofislerimize barikat kurarak iklime karşı bağışıkmışız gibi davranarak onlarca yıl geçirmiş olsak da, meselenin gerçeği şu ki, istesek de istemesek de hava hala orada, işini yapıyor. Bu yüzden, hava koşullarından saklanmak yerine, onu uyum sağlamayı öğrenmenin zamanı geldi.

Yağmur mu yağıyor? Sanırım ıslanacaksınız. Sıcak ve ılık mı? Terleme zamanı. Soğuk ve kar yağışı mı? Üzerine kalın giysiler giy ve dışarı çık.

Sürüşünüzün her türlü hava koşulunda olabildiğince güvenli ve konforlu olduğundan emin olmak için atabileceğiniz birkaç adım var, ancak üstesinden gelmeniz gereken ilk engel, basitçe bunu yapmaya karar vermektir.

Önerilen yazı: Kışın Bisiklet Kullanımı ve Kışlık Bisiklet Giyimi Nasıl Olmalı

Bir Arkadaş ile Yolculuk Planla

Kendinize, her saat ve her hava koşulunda sizinle buluşmaya istekli, mazeretsiz bir arkadaş bulun. 

Çalışmalar, bir egzersiz partneriniz olduğunda hedefinize bağlı kalma olasılığınızın daha yüksek olduğunu gösteriyor. 

Yolculuktan sonra, sadece tırmanmanız gereken o devasa tepeyi değil, eğlenceyi hatırladığınızdan emin olmak için sürüş sırasında arkadaşınızla birlikte, kendinize güzel bir kahve, uzun zamandır yemeği düşündüğünüz tatlıyı veya o kalorisi fazla olan kebabı yiyebilirsiniz.

Önerilen yazı: Bisiklet Turu Nasıl Planlanır

Etkinliklere Katıl

Hiçbir şey, sizi takvimde beliren bir yarıştan daha fazla motive edemez. 

Bir gran fondo yarışına kaydolun. Yarış gününe kadar sizi bisiklete binmek için motive edecektir.

Yerel bir bisiklet grubu ile yolculuğuna çıkın. Rekabetçi değil misiniz? Sorun değil. Her zaman ziyaret etmek istediğiniz, sizin için yeni bir konumda bir rota belirleyin ve yola çıkın.

Takvimde bir hedefin veya etkinliğin olması, canınız istemese bile o noktaya varmak için bir neden verir.

Kendi Etkinliğini Oluştur

Başka birinin etkinliğine katılmak istemiyor musunuz? Kendinizinkini yaratın! (Bonus: arkadaşlarınızı ve rakiplerinizi siz seçersiniz.) Pek çok atıştırmalık molası içeren eğlenceli bir rota belirleyerek bunu bir aile meselesi haline getirin veya bazı arkadaşlarınızı en sevdiğiniz döngüde size katılmaya davet edin. 

Sadece eğlence (ya da yemek, gezi ya da aile zamanı) için bulunsanız bile, takvimde sabırsızlıkla bekleyeceğiniz bir tarihin olması yine de motive edici olacaktır.